Fotoğraf: David Bartus, Unsplash
Kırklareli, tarih boyunca bağcılık ve şarap kültürüyle anılmış, doğası ve lezzetleriyle öne çıkan bir şehir. Çevre köylerinde sakin bir yaşam kurmak isteyenler için eşsiz fırsatlar sunan bu bölge, aynı zamanda Trakya lezzet rotasının önemli duraklarından biri. Şarap turizminin yükselen trendiyle birlikte, Kırklareli’nin köylerinde tarla ve arsa yatırımları hem doğayla iç içe bir yaşam hem de kazançlı bir gelecek vadediyor. Gelin, Kırklareli’de köy hayatına yatırım yapmanın ve bu hayatı şarap kültürü ile yerel lezzetlerle zenginleştirmenin avantajlarını keşfedelim.
Kırklareli, bağcılık ve şarap üretimi açısından köklü bir geçmişe sahip. Tarihi, çok eski dönemlere uzanıyor; Trakya bölgesi, antik çağlardan beri bağcılıkla anılmış. Trakya’da bağcılığın izleri, MÖ 6200-4900 yıllarına tarihlenen Aşağıpınar Höyüğü’nde bulunmuş ve Avrupa’daki ilk çiftçilik yaşamının bu bölgede geliştiği ortaya çıkarılmış. Osmanlı döneminde de Kırklareli, şarap üretimiyle tanınmış; 1500’lü yıllarda Şarköy Limanı’ndan Enez’e, oradan da Fransa’ya şarap ihraç edildiği belgelenmiş. 1893 mahsulü Kırklareli Papaskarası şarabının 1894’te Edirne’den Sırbistan’a trenle ihraç edildiği kayıtları, bölgenin şarapçılıkta ne kadar önemli bir merkez olduğunu gösteriyor. Bugün de Kırklareli, bu mirası devam ettiriyor. Özellikle Büyükkarıştıran’da faaliyet gösteren Chamlija gibi üreticiler, dünya çapında ödüller kazanarak Kırklareli’nin adını uluslararası arenada duyuruyor. Chamlija şarapları, üst düzey restoranlarda ve marketlerde yer bulacak kadar prestijli bir konuma sahip.
Kırklareli’nin bağcılık mirası, sadece tarihle sınırlı değil; aynı zamanda şarap turizmi için de büyük bir potansiyel taşıyor. Bölgedeki bağlar, Istranca Dağları’nın eteklerine dağılmış durumda ve bu coğrafya, üzüm yetiştiriciliği için ideal bir iklim sunuyor. Lüleburgaz’a bağlı Hamitabat Köyü’nde yer alan Arcadia Bağları, Ahmetçe ve Karakoç köyleri çevresindeki bağlar, şarap tutkunları için keşfedilmeyi bekleyen rotalar arasında. Bu bölgeler, hem şarap üretimi hem de bağcılıkla ilgili yatırımlar için eşsiz fırsatlar sunuyor.
Kırklareli, şarap kültürünün yanı sıra Trakya lezzet rotasının da önemli bir durağı. Bölgenin gastronomik zenginlikleri, hem yerel halkı hem de ziyaretçileri kendine çekiyor. Kırklareli köftesi, coğrafi işaretli kıvırcık koyunlarının etinden yapılıyor ve Istranca Dağları’nda yetişen meşe ağaçlarından elde edilen mangal kömürüyle pişiriliyor. Bu yöntem, köfteye eşsiz bir lezzet katıyor. Özellikle oğlak sezonu, Kırklareli mutfağında özel bir yere sahip; çevre meralarında otlayan koyun ve kuzuların etleri, doğal beslenme sayesinde olağanüstü bir tat sunuyor.
Kırklareli’nin coğrafi işaretli beyaz peyniri, kahvaltılarda ve yemeklerde sıkça tercih ediliyor. İnek yoğurdu ise bölgenin bir diğer meşhur ürünü; doğal ve katkısız yapısıyla sağlıklı bir seçenek sunuyor. Hardaliye, Kırklareli’nin geleneksel içeceklerinden biri. Üzüm suyuna hardal tohumu ve vişne yaprağı katılarak fermente edilen bu içecek, alkolsüz bir alternatif olarak tarih boyunca Müslüman nüfus tarafından üretilmiş. Şarapla birlikte hardaliye, Kırklareli’nin içecek kültürünün iki önemli temsilcisi. Tüm bu lezzetler, Kırklareli’yi yeme-içme fiyatlarının uygunluğuyla da dikkat çeken bir destinasyon haline getiriyor. Şehir merkezinden biraz uzakta, doğanın içinde yer alan restoranlar, Kırklareli halkı tarafından oldukça seviliyor. Bu restoranlarda hem yerel lezzetleri tatmak hem de doğayla baş başa bir deneyim yaşamak mümkün.
Kırklareli’nin çevre köyleri, şehir hayatından uzaklaşmak ve sakin bir yaşam kurmak isteyenler için ideal. Lüleburgaz’a bağlı Büyükkarıştıran ve Hamitabat köyleri, bağcılık ve şarap turizmi açısından öne çıkarken, şehir merkezine yakın Ahmetçe ve Karakoç köyleri de doğal yaşam olanaklarıyla dikkat çekiyor. Büyükkarıştıran, Chamlija gibi ödüllü şarap üreticilerinin bulunduğu bir bölge olarak şarap tutkunlarının ilgisini çekiyor. Hamitabat ise Arcadia Bağları ile tanınıyor ve şarap tadım turları için popüler bir durak.
Kırklareli’nin köylerinde tarla ve arsa yatırımları, hem uygun fiyatlarıyla hem de yüksek potansiyelleriyle öne çıkıyor. Özellikle şarap üretimi yapmak isteyenler için bu bölgelerde yatırımlık tarla fiyatlarının uygunluğu büyük bir avantaj. Küçük parsellere bölünmüş, bağ özellikli topraklar bulmak mümkün; bu alanlar, kendi bağ evinizi yapmak veya küçük çaplı bir şarap üretimi başlatmak için ideal. Örneğin, Ahmetçe’de bir tarla alarak kendi üzüm bağınızı kurabilir, bu bağdan elde ettiğiniz üzümlerle şarap üretimi yapabilirsiniz. Bölgedeki köylerin sakin yapısı, bu tür yatırımları hem huzurlu hem de keyifli bir deneyime dönüştürüyor.
Kırklareli’nin köylerinde yatırım yapmanın bir diğer avantajı, şarap turizmiyle bağlantılı projeler için uygun bir zemin sunması. Trakya’da şarap turizmi son yıllarda büyük bir yükselişte; bağ otelleri, şarap tadım merkezleri ve doğayla uyumlu restoranlar giderek popüler hale geliyor. Kırklareli’nin köylerinde bu tür bir yatırım yapmak, hem yerel halkın hem de ziyaretçilerin ilgisini çekebilir. Örneğin, Hamitabat’ta bir bağ evi ve restoran açarak, hem kendi şaraplarınızı tanıtabilir hem de Trakya lezzetlerini sunan bir mekan yaratabilirsiniz. Kırklareli halkı, doğadaki restoranlara gitmeyi sevdiği için bu tür bir proje büyük ilgi görebilir.
Kırklareli, doğal güzellikleriyle de köy hayatını zenginleştiren bir şehir. İğneada, longoz ormanlarıyla ünlü bir bölge ve son yıllarda doğa otelleri açısından oldukça popüler. Özellikle Longosphere, İğneada Longoz Ormanları içinde yer alan, doğayla uyumlu bir glamping tesisi olarak dikkat çekiyor. Longosphere, özel tasarlanmış çadırlarda konforlu bir konaklama deneyimi sunuyor ve şarap temalı etkinlikleriyle ziyaretçilere bölgenin şarap kültürünü yakından tanıma fırsatı veriyor. Longoz ormanlarının eşsiz ekosistemi, kuş gözlemciliği ve doğa yürüyüşleri için ideal bir ortam sunuyor. İğneada’da geçireceğiniz bir hafta sonu, Kırklareli’nin doğal güzelliklerini keşfetmenin en güzel yollarından biri.
Dupnisa Mağarası ise Kırklareli’nin bir başka doğa harikası. Demirköy ilçesine bağlı Sarpdere Köyü’nde yer alan bu mağara, 180 milyon yıllık bir geçmişe sahip. İki katlı ve üç mağaradan oluşan Dupnisa, toplam 2720 metre uzunluğuyla Türkiye’nin en uzun mağaraları arasında. Mağaranın içinde yer alan yeraltı nehri, sarkıt ve dikitler, ziyaretçilere etkileyici bir deneyim sunuyor. 16 türden yaklaşık 60 bin yarasaya ev sahipliği yapan mağara, doğaseverler için mutlaka görülmesi gereken bir yer. Sulu Mağara, 15 Kasım-15 Mayıs tarihleri arasında yarasalar nedeniyle ziyarete kapalı, ancak Kuru Mağara yıl boyunca gezilebiliyor. Dupnisa Mağarası’nı ziyaret ettikten sonra çevrede doğal ürünler satan köylü tezgahlarından alışveriş yapabilir, gözleme veya köfte gibi yerel lezzetleri tadabilirsiniz.
Kırklareli, köy hayatına yatırım yapmak isteyenler için hem sakin bir yaşam hem de kazançlı fırsatlar sunuyor. Şarap kültürü ve Trakya lezzet rotasıyla zenginleşen bu bölge, doğayla uyumlu bir hayat arayanlar için eşsiz bir destinasyon. Kendi bağ evinizi kurarak şarap üretimi yapabilir, yerel lezzetleri sunan bir restoran açabilir veya sadece doğanın tadını çıkarabilirsiniz. Kırklareli’nin köylerinde geçireceğiniz her an, hem tarihle hem de doğayla iç içe bir deneyim sunacak. Şarap turizminin yükselen trendiyle birlikte, Kırklareli’de yeni bir başlangıç yapmaya ne dersiniz? ( Yazar: Admin )
Fotoğraf: Xavier Demets, Unsplash
Kırklareli, Trakya’nın en sakin ve gelişime açık şehirlerinden biri olarak son yıllarda gayrimenkul yatırımcılarının ilgisini çekmeye devam ediyor. İstanbul’a yakınlığı, doğal yaşam olanakları, ekonomik büyümesi ve deprem riskinden uzak konumuyla dikkat çeken bu şehir, özellikle büyük şehirlerden gelen, uzun vadeli ve garantici yatırımcılar için eşsiz bir destinasyon haline geldi. Tarladan imarlı arsaya, şehir merkezinden çevre köylere kadar geniş bir yelpazede yatırım seçenekleri sunan Kırklareli, hem doğayla iç içe bir yaşam arayanlara hem de yüksek getirili yatırımlar peşinde olanlara hitap ediyor. Bu yazıda, Kırklareli’de gayrimenkul yatırımı yapmanın neden bu kadar cazip olduğunu detaylı bir şekilde ele alacağız ve bölgenin potansiyelini tüm yönleriyle keşfedeceğiz.
Kırklareli, İstanbul’a yalnızca birkaç saatlik mesafede yer alıyor ve bu yakınlık, büyük şehirlerdeki yoğun yaşam temposundan uzaklaşmak isteyenler için bölgeyi bir sığınak haline getiriyor. İstanbul’dan arabayla yaklaşık 2,5 saatlik bir yolculukla Kırklareli’ye ulaşmak mümkün. Bu mesafe, hem hafta sonu kaçamakları hem de ikinci bir ev düşünen İstanbullular için büyük bir avantaj. Örneğin, Cuma akşamı iş çıkışı yola çıkarak Kırklareli’de doğayla iç içe bir hafta sonu geçirebilir, Pazartesi sabahı tekrar şehre dönebilirsiniz. Bu kolay ulaşım, Kırklareli’yi büyük şehirlerden gelen yatırımcılar için cazip bir seçenek haline getiriyor.
Bunun yanı sıra, Kırklareli’nin Bulgaristan ve Yunanistan’a olan sınır komşuluğu, bölgeyi Avrupa’ya açılan bir kapı konumuna getiriyor. Özellikle sınır ticaretinin gelişmesi ve uluslararası turizmin artması, Kırklareli’nin stratejik önemini artırıyor. Avrupa’ya yakınlık, bölgedeki gayrimenkul yatırımlarını daha da değerli kılıyor. Örneğin, Kırklareli’den Edirne üzerinden Bulgaristan’a geçiş sadece bir saat sürüyor. Bu lokasyon avantajı, Kırklareli’de gayrimenkul yatırımı yapmayı düşünenler için hem yaşam hem de ticari açıdan büyük bir fırsat sunuyor.
Kırklareli, yemyeşil alanları, bereketli toprakları ve tertemiz havasıyla doğayla bağ kurmak isteyenler için adeta bir vaha. Şehir, sanayi faaliyetlerinin sınırlı olması sayesinde hava kirliliği sorunundan uzak bir yaşam sunuyor. Bu, özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde hava kalitesinden şikayet edenler için büyük bir çekim noktası. Kırklareli Merkez’de veya çevre köylerde bir ev sahibi olmak, sabahları tertemiz bir havayla uyanmak ve doğanın içinde huzurlu bir yaşam sürmek anlamına geliyor. Örneğin, şehir merkezine yakın bir bölgede sabah yürüyüşü yaparken kuş seslerini dinlemek, gün boyu enerjinizi yüksek tutabilir.
Kırklareli’nin doğal yaşam olanakları, sadece bir yaşam tarzı sunmuyor; aynı zamanda gayrimenkul yatırımlarını daha cazip hale getiriyor. Son yıllarda doğal yaşam trendinin yükselişi, şehirden kaçış arayanları Kırklareli gibi bölgelere yönlendiriyor. Büyük şehirlerdeki betonlaşma ve kalabalık, insanları doğayla iç içe bir yaşam arayışına itiyor. Kırklareli, bu arayışa yanıt veren nadir şehirlerden biri. Doğal yaşamın getirdiği bu huzur, bölgedeki gayrimenkul talebini artırıyor ve yatırımların değerini yükseltiyor.
Kırklareli, son yıllarda ekonomik açıdan önemli bir büyüme gösteriyor. Organize sanayi bölgelerinin gelişmesi, yeni iş sahalarının açılması ve şehirdeki altyapı yatırımları, bölgenin değerini artıran temel faktörler arasında. Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler için Kırklareli, uygun fiyatlı ticari alanlar sunuyor. Şehir merkezindeki arsalar, yeni bir iş kurmak isteyenler için ideal bir zemin oluştururken, çevre köylerdeki tarlalar da farklı yatırım fırsatları barındırıyor. Örneğin, Kırklareli Merkez’de bir dükkân açarak yerel halka hizmet vermek, ekonomik büyümeden doğrudan faydalanmanızı sağlayabilir.
Ayrıca, Kırklareli’nin deprem riski açısından güvenli bir bölgede yer alması, yatırımcılar için önemli bir avantaj. İstanbul gibi deprem riski yüksek şehirlerle karşılaştırıldığında, Kırklareli hem daha güvenli hem de daha ekonomik bir alternatif sunuyor. Türkiye’nin deprem haritasına baktığımızda, Kırklareli’nin düşük riskli bir bölgede yer aldığını görüyoruz. Bu durum, özellikle İstanbul’dan gelen ve deprem endişesi taşıyan yatırımcılar için Kırklareli’yi daha çekici hale getiriyor. Güvenli bir bölgede yatırım yapmak, uzun vadeli planlar yapanlar için büyük bir rahatlık sağlıyor.
Kırklareli’de gayrimenkul yatırımı yapmak isteyenler için geniş bir yelpaze mevcut. Şehir merkezinde yer alan imarlı arsalar ve ticari alanlar, daha kısa vadeli getiriler arayanlar için uygun bir seçenek. Ancak, çevre köylerdeki tarlalar da hem fiyat avantajı hem de yüksek potansiyel sunuyor. Örneğin, tarla yatırımı yaparak kendi zevkinize göre tek katlı bir ev inşa etme izni alabilirsiniz. Kırklareli’de tarla üzerine ev yapma konusunda esnek düzenlemeler mevcut; bu, doğayla iç içe bir yaşam hayali kuranlar için büyük bir fırsat.
Kırklareli’nin tarlalarının bir diğer önemli özelliği ise imara açılma potansiyellerinin yüksek olması. Şehir, Karakoç ve Eriklice gibi bölgelerde büyümeye devam ediyor ve bu köylerdeki tarlalar, yakın gelecekte imara açılarak değerlerini katlayabilir. Örneğin, Karakoç ve Eriklice’de yol kenarında bulunan tarla ve arsalar, son yıllarda ciddi bir değer artışı yaşamış durumda. Yatırımcılar, bu bölgelerde yaptıkları yatırımlardan yüksek kazançlar elde etti. Benzer bir potansiyel, Kadıköy ve Asilbeyli gibi köylerde de mevcut. Kadıköy’de fiyatlar hala oldukça uygun, ancak bu bölgedeki tarlalar, özellikle doğa otelleri, bağ otelleri veya yoga merkezleri gibi yenilikçi projeler için büyük bir potansiyel barındırıyor.
Kırklareli’nin çevre köyleri arasında Kadıköy ve Asilbeyli, yatırım fırsatlarıyla öne çıkıyor. Kadıköy, şehir merkezine yakın konumu ve uygun fiyatlı tarlalarıyla dikkat çekiyor. Özellikle Kadıköy merkezinde geniş alanlar, doğayla uyumlu projeler için ideal bir zemin sunuyor. Örneğin, 50 dönümden büyük tarlalar, doğa otelleri, şarap tadım merkezleri veya yoga retreat alanları gibi yenilikçi yatırımlar için değerlendirilebilir. Kadıköy’ün henüz değerlenmemiş olması, yatırımcılar için erken bir giriş fırsatı sunuyor. Bölgenin gelecekteki imar planları ve şehirleşme trendleri, Kadıköy’deki tarlaların değerini artıracak gibi görünüyor.
Asilbeyli ise termal su kaynaklarıyla dikkat çeken bir başka köy. Termal turizm yatırımları için potansiyel barındıran bu bölge, sağlık ve wellness turizmi açısından gelecekte daha da değerlenebilir. Asilbeyli’deki tarlalar, termal su kaynaklarına yakınlıkları sayesinde spa merkezleri veya sağlık turizmi odaklı projeler için ideal. Ayrıca, Asilbeyli’nin sakin yapısı, doğayla iç içe bir yaşam arayanlar için de cazip bir seçenek sunuyor. Kırklareli’nin bu köyleri, hem doğal yaşam arayanlar hem de uzun vadeli yatırım düşünenler için eşsiz fırsatlarla dolu.
Kırklareli, şehirleşme ve büyüme açısından önemli adımlar atıyor. İmar planlarının genişlemesi, özellikle Karakoç ve Eriklice yönünde şehrin büyümesini hızlandırıyor. Karakoç’tan sonra Kadıköy’e doğru uzanan bu büyüme hattı, bölgedeki gayrimenkul değerlerini artırıyor. Şehir planlamacıları, bu bölgelerde yeni imar alanları açarak Kırklareli’yi daha modern bir yaşam alanına dönüştürmeyi hedefliyor. Örneğin, Karakoç’taki tarlaların bir kısmı son yıllarda imara açıldı ve bu alanlarda yeni konut projeleri geliştirildi. Benzer bir süreç, Kadıköy için de bekleniyor.
Ayrıca, toplu konut projeleri ve yeni inşaat yatırımları, Kırklareli’yi daha yaşanabilir bir şehir haline getiriyor. Şehirdeki altyapı çalışmaları da devam ediyor; yeni yollar ve ulaşım projeleri, bölgenin erişilebilirliğini artırarak yatırım potansiyelini yükseltiyor. Örneğin, Kırklareli Merkez ile çevre köyler arasındaki yolların iyileştirilmesi, bu bölgelerdeki gayrimenkul talebini artırıyor. Bu gelişmeler, Kırklareli’de gayrimenkul yatırımı yapmayı düşünenler için güven verici bir tablo çiziyor. Şehir, hem yaşam hem de yatırım açısından geleceğe yönelik sağlam bir temel sunuyor.
Kırklareli, organik tarım için oldukça uygun bir bölge. Çevre köylerdeki bereketli topraklar, tarım yatırımları yapmak isteyenler için ideal bir zemin sunuyor. Örneğin, Üsküp ve Eriklice gibi köylerde geniş tarlalar, organik sebze ve meyve üretimi için kullanılabilir. Bu köylerdeki tarlalar, hem küçük ölçekli tarım projeleri hem de daha büyük organik çiftlikler için uygun. Kırklareli’nin iklimi ve toprak yapısı, özellikle sebze ve meyve yetiştiriciliği için elverişli. Domates, biber, salatalık gibi ürünler burada doğal yollarla yetiştiriliyor ve yerel pazarlarda büyük talep görüyor.
Organik tarım yatırımları, Kırklareli’de hem doğayla uyumlu bir yaşam tarzı sunuyor hem de uzun vadede ekonomik kazanç sağlıyor. Örneğin, Üsküp’te bir tarla alarak organik bir bahçe kurabilir, ürünlerinizi Kırklareli’deki yerel pazarlarda satabilirsiniz. Bu tür bir yaşam, hem kendi ihtiyaçlarınızı karşılamanıza hem de ek gelir elde etmenize olanak tanır. Ayrıca, Kırklareli’nin doğal yaşam trendine uygun yapısı, tarım yatırımlarını daha da değerli kılıyor. Şehirden kaçış arayanlar, Kırklareli’de hem doğayla iç içe bir yaşam sürebilir hem de tarımsal yatırımlarla geleceğe yönelik bir adım atabilir.
Kırklareli’de gayrimenkul fiyatları, İstanbul’a kıyasla çok daha uygun seviyelerde. Örneğin, İstanbul’da orta segment bir dairenin fiyatı 8-10 milyon TL arasında değişirken, Kırklareli’de aynı fiyata geniş bir tarla veya imarlı bir arsa satın alabilirsiniz. Kadıköy’de 50 dönümden büyük bir tarla, İstanbul’da küçük bir dairenin fiyatına denk gelebilir. Örneğin, Kadıköy’de 5.000 m²’lik bir tarla, İstanbul’da bir stüdyo dairenin fiyatından daha düşük bir maliyetle alınabilir. Bu tarla, doğa otelleri veya şarap tadım merkezleri gibi projeler için kullanılabilir ve uzun vadede yüksek bir değer artışı sağlayabilir.
Üstelik, Kırklareli’deki yatırımlar, İstanbul’un aksine daha düşük risk ve daha yüksek değer artışı potansiyeli sunuyor. İstanbul’da gayrimenkul fiyatları zaten oldukça yüksek seviyelerdeyken, Kırklareli’de fiyatlar hala uygun ve artış trendinde. Deprem riskinin düşük olması ve bölgenin gelişim trendi, Kırklareli’yi İstanbul’dan kaçış arayan yatırımcılar için cazip bir alternatif haline getiriyor. İstanbul’da bir ev almak yerine Kırklareli’de bir tarla veya arsa yatırımı yaparak hem daha ekonomik bir seçim yapabilir hem de geleceğe yönelik daha yüksek bir kazanç elde edebilirsiniz.
Kırklareli’de yaşamak veya yatırım yapmak, sadece ekonomik bir karar değil, aynı zamanda bir yaşam tarzı seçimi. Bölge, cana yakın halkı ve zengin kültürel mirasıyla dikkat çekiyor. Kırklareli halkı, misafirperverliği ve samimiyetiyle bilinir. Şehirde veya çevre köylerde bir ev sahibi olduğunuzda, komşularınızın sıcak karşılamasıyla kendinizi hemen evinizde hissedebilirsiniz. Bu samimi ortam, Kırklareli’de yaşamayı daha keyifli hale getiriyor.
Yerel festivaller, Kırklareli’de sosyal yaşamı renklendiriyor. Örneğin, hasat festivalleri ve şarap tadım etkinlikleri, hem yerel halkı hem de ziyaretçileri bir araya getiriyor. Kırklareli’nin çevresindeki bağlar, şarap tadım mekanları olarak oldukça popüler. Hafta sonu kaçamakları için bu mekanları ziyaret ederek hem doğanın tadını çıkarabilir hem de bölgenin kültürel zenginliklerini keşfedebilirsiniz. Ayrıca, Kırklareli’nin coğrafi işaretli ürünleri de bir başka çekim noktası. Kırklareli köftesi, kendine has lezzetiyle ün salmış durumda. Şehirde bir köfteciye oturduğunuzda, bu eşsiz lezzeti deneyimlemek, Kırklareli’de geçirdiğiniz zamanı daha unutulmaz kılıyor.
Kırklareli’nin bir diğer meşhur ürünü ise coğrafi işaretli beyaz peyniri. Bu peynir, kahvaltılarda ve yemeklerde sıkça tercih ediliyor. Yerel pazarlarda satılan taze peynirler, doğal ve katkısız yapısıyla sağlıklı bir seçenek sunuyor. Kırklareli’nin mutfak kültürü, doğal yaşamla uyumlu bir şekilde şekillenmiş. Bölgede yetişen sebzeler, meyveler ve diğer ürünler, sofralara hem lezzet hem de sağlık katıyor. Tüm bu özellikler, Kırklareli’de gayrimenkul yatırımı yapmayı yalnızca bir finansal karar olmaktan çıkarıp, aynı zamanda keyifli bir yaşam deneyimine dönüştürüyor.
Türkiye’nin ekonomik dalgalanmalar yaşadığı bir dönemde, garantici yatırımcılar için güvenli limanlar bulmak her zamankinden daha önemli. Kırklareli, bu anlamda öne çıkıyor. Bölgedeki gayrimenkul yatırımları, hem uygun fiyatlarıyla hem de yüksek potansiyelleriyle dikkat çekiyor. Şehir merkezindeki arsalar, ticari yatırımlar için uygun bir zemin sunarken, çevre köylerdeki tarlalar uzun vadeli kazanç arayanlar için ideal. Üstelik, Kırklareli’nin gelişim trendi, bölgedeki yatırımların değerini her geçen gün artırıyor.
Ekonomik sıkıntılar nedeniyle sıradan insanların yatırım yapması zorlaşsa da, Kırklareli gibi gelişime açık şehirler, güvenli ve kazançlı fırsatlar sunmaya devam ediyor. Kırklareli’de gayrimenkul yatırımı yapmanın riskleri oldukça düşük. Bölgedeki imar planlarının genişlemesi, altyapı projelerinin devam etmesi ve ekonomik büyüme, yatırımların güvenilirliğini artırıyor. Ayrıca, Kırklareli’nin deprem riski açısından güvenli bir bölgede yer alması, yatırımcılar için ek bir güvence sağlıyor. Doğal yaşam, ekonomik büyüme ve kültürel zenginliklerin bir arada bulunduğu bu şehir, yatırımcılar için hem huzurlu hem de kazançlı bir seçenek sunuyor.
Kırklareli, doğal yaşamın ve yüksek yatırım potansiyelinin buluştuğu nadir şehirlerden biri. İstanbul’a yakınlığı, temiz havası, cana yakın halkı ve gelişen ekonomisiyle, bu şehirde gayrimenkul yatırımı yapmak, geleceğe yönelik sağlam bir adım olabilir. Karakoç, Eriklice, Kadıköy ve Asilbeyli gibi bölgeler, farklı ihtiyaçlara hitap eden fırsatlarla dolu. Kırklareli’nin bereketli topraklarında organik tarım yapmayı, doğayla iç içe bir yaşam sürmeyi veya uzun vadeli bir kazanç elde etmeyi hayal ediyorsanız, bu şehir tam size göre. Kırklareli’nin sunduğu bu eşsiz fırsatları keşfetmek için bir adım atmaya ne dersiniz? ( Yazar: Admin )
Fotoğraf: Erik Odiin, Unsplash
Kırklareli, Trakya’nın incisi olarak bilinen, yemyeşil ormanları, tertemiz havası ve sakin köyleriyle şehir hayatından uzaklaşmak isteyenler için adeta bir sığınak. Şehir merkezinin hareketliliğinden uzak, çevre köylerin sunduğu doğal yaşam imkanlarıyla Kırklareli, doğayla yeniden bağ kurmak isteyenler için eşsiz bir destinasyon. Peki, Kırklareli ve çevre köyleri doğal yaşam için neden bu kadar özel? Gelin, bu güzel bölgeyi birlikte keşfedelim.
Kırklareli, Istranca Ormanları’nın eteklerinde yer alıyor ve bu ormanlar, bölgenin doğal yaşamını zenginleştiren en önemli unsurlardan biri. Yürüyüş parkurları, şelaleler ve göletlerle dolu bu alanlar, doğaseverler için bir cennet. Örneğin, Dereköy yakınlarındaki şelaleler, hem piknik yapmak hem de doğanın sesini dinlemek için harika bir nokta. Burada, kuş cıvıltıları eşliğinde stres atabilir, doğanın huzurunu içinize çekebilirsiniz.
Kırklareli’nin çevre köyleri, geleneksel yaşam tarzını koruyarak sürdürülebilir bir hayat sunuyor. Kofçaz, Üsküp ve Pınarhisar gibi köyler, organik tarımın yaygın olduğu bölgeler. Bu köylerde yaşayanlar, kendi sebze ve meyvelerini yetiştiriyor, yerel pazarlarda doğal ürünler satıyor. Örneğin, Üsküp’te her hafta kurulan köy pazarı, taze ve organik ürünlerle dolup taşıyor. Şehirden kaçıp böyle bir köye yerleşmek, kendi bahçenizi kurarak doğayla uyumlu bir yaşam sürmenizi sağlayabilir.
Kırklareli, büyük şehirlere kıyasla çok daha temiz bir havaya sahip. Bölgedeki sanayi faaliyetlerinin sınırlı olması, hava kirliliğini minimumda tutuyor. Bu, özellikle solunum yolu hassasiyeti olanlar veya daha sağlıklı bir yaşam arayanlar için büyük bir avantaj. Çevre köylerde sabahları uyanıp tertemiz havayı solumak, gün boyu enerjinizi yüksek tutabilir. Ayrıca, bölgedeki ormanlar ve yeşil alanlar, doğa yürüyüşleri ve bisiklet turları için ideal.
Kırklareli, yaban hayatı açısından da oldukça zengin. Istranca Ormanları’nda geyik, tilki ve çeşitli kuş türleri gibi birçok canlıya rastlamak mümkün. Doğa fotoğrafçıları için bu bölge, keşfedilmeyi bekleyen bir hazine. Örneğin, Pınarhisar yakınlarındaki sulak alanlar, göçmen kuşların uğrak noktası. Bu alanlarda kuş gözlemciliği yaparak doğanın mucizelerine tanıklık edebilirsiniz. Yaban hayatını gözlemlemek, şehirde unuttuğumuz doğayla bağ kurmamızı sağlıyor.
Kırklareli ve çevre köyleri, geleneksel köy festivalleri ve etkinliklerle dolu. Yaz aylarında düzenlenen hasat festivalleri, yerel halkın bir araya geldiği, doğal ürünlerin ve el sanatlarının sergilendiği renkli etkinlikler. Kofçaz’da düzenlenen bir hasat festivalinde, köy halkının kendi elleriyle yaptığı ekmekleri tatmak veya doğal balın üretim sürecini görmek mümkün. Bu tür etkinlikler, doğal yaşamın bir parçası olmanın ne kadar keyifli olduğunu hissettiriyor.
Kırklareli’ye taşınıp doğal bir yaşam sürmeyi düşünüyorsanız, birkaç noktaya dikkat etmek faydalı olabilir. Öncelikle, çevre köylerdeki yaşam koşullarını araştırarak kendinize en uygun bölgeyi seçebilirsiniz. Organik tarım yapmak istiyorsanız, köylerdeki tarım kooperatifleriyle iletişime geçerek bilgi alabilirsiniz. Ayrıca, doğa yürüyüşleri ve kamp gibi aktivitelerle bölgeyi daha iyi tanıyabilirsiniz. Kırklareli, şehir hayatından uzaklaşmak isteyenler için hem huzurlu hem de ilham verici bir yer.
Kırklareli ve çevre köyleri, doğal yaşam arayanlar için bir sığınak gibi. Şehir hayatının stresinden uzaklaşmak, doğayla iç içe bir hayat sürmek isteyenler için bu bölge, keşfedilmeyi bekleyen bir hazine. Istranca Ormanları’nda bir sabah yürüyüşü, köy pazarında taze ürünler almak veya bir hasat festivalinde yerel halkla tanışmak… Kırklareli, doğayla yeniden bağ kurmanız için sizi bekliyor. Siz de bu güzel bölgeyi keşfetmeye ne dersiniz?
Kırklareli, bereketli toprakları ve doğal yaşamın zenginliğiyle Trakya’nın en özel mutfak kültürlerinden birine ev sahipliği yapıyor. Çevre köylerde mevsimine göre yetişen taze ürünler, Kırklareli mutfağını hem sağlıklı hem de lezzetli kılıyor. Doğadan sofranıza uzanan bu yolculukta, Kırklareli’nin mevsimlik lezzetlerini ve Trakya mutfağının sırlarını keşfetmeye ne dersiniz?
İlkbahar, Kırklareli’de doğanın uyanış zamanı. Çevre köylerdeki tarlalarda ve ormanlarda yetişen yabani otlar, sofralara tazelik katıyor. Ebegümeci, ısırgan otu ve kuzukulağı gibi otlar, bu mevsimde toplanarak yemeklere lezzet veriyor. Özellikle Üsküp köyünde yapılan ısırgan otu çorbası, hem sağlıklı hem de doyurucu bir seçenek. Yanına, taze lor peyniriyle hazırlanan bir börek eklendiğinde, baharın enerjisini sofranızda hissedebilirsiniz.
Yaz ayları, Kırklareli’de tarlaların en verimli olduğu dönem. Kofçaz ve Pınarhisar gibi köylerde yetişen sulu domatesler, kırmızı biberler ve salatalıklar, sofraların vazgeçilmezi. Bu mevsimde yapılan domates salçası, tüm yıl boyunca yemeklere tat katmak için hazırlanıyor. Ayrıca, köy kahvaltıları yazın bir başka güzel. Taze kaşar peyniri, ev yapımı reçeller ve bahçeden toplanmış sebzelerle hazırlanan kahvaltılar, Kırklareli’de geçirilen bir sabahı unutulmaz kılıyor.
Sonbahar, Kırklareli’de hasat mevsimi. Tarlalardan toplanan bal kabakları, bu mevsimde sofralara tatlı bir dokunuş katıyor. Geleneksel bir lezzet olan kabak tatlısı, cevizle süslenerek hem hafif hem de doğal bir tatlı alternatifi sunuyor. Istranca Ormanları’nda toplanan kestaneler ise sonbaharın olmazsa olmazı. Közde pişirilen kestaneler, soğuk akşamları ısıtan bir atıştırmalık olarak köylerde sıkça tüketiliyor.
Kışın Kırklareli’de sofralar, doğanın sunduğu ürünlerle hazırlanan sıcacık yemeklerle doluyor. Kışa hazırlık olarak yazdan kurutulan tarhana, Kırklareli’nin geleneksel tarhana çorbasının ana malzemesi. Pınarhisar köylerinde yapılan bu çorba, soğuk günlerde içinizi ısıtıyor. Ayrıca, ev yapımı erişte de kışın sıkça tercih edilen bir lezzet. Taze yumurta ve unla hazırlanan erişteler, tereyağı ve cevizle servis edilerek sofralara renk katıyor.
Kırklareli’nin mevsimlik lezzetlerini tatmak için çevre köylerdeki yerel pazarları ziyaret edebilirsiniz. Üsküp’te kurulan köy pazarında taze sebzeler ve ev yapımı ürünler bulabilirsiniz. Ayrıca, Kırklareli’ye geldiğinizde bir hasat festivaline katılmak, yerel lezzetleri deneyimlemenin en keyifli yollarından biri. Bölgedeki doğal ürünlerle kendi yemeklerinizi yapmak isterseniz, köylerdeki tarım kooperatiflerinden destek alabilirsiniz.
Kırklareli ve çevre köyleri, doğadan sofranıza uzanan bir lezzet yolculuğu sunuyor. Mevsimine göre değişen ürünler, geleneksel Trakya mutfağını zenginleştiriyor ve sağlıklı bir yaşam tarzını destekliyor. Kırklareli’ye bir ziyarette bulunarak bu doğal lezzetleri keşfedebilir, doğanın sunduğu tatlarla tanışabilirsiniz. Belki de bir gün, kendi bahçenizde yetiştirdiğiniz ürünlerle Kırklareli mutfağından bir tarif denemek istersiniz. Doğanın bu güzel armağanlarını sofranıza taşımaya ne dersiniz?
Türkiye, beyaz eşya sektöründe küresel bir güç olarak öne çıkıyor. Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise Çin’den sonra ikinci büyük üretim üssü konumunda olan Türk beyaz eşya sanayisi, hem iç pazarda hem de ihracatta önemli bir rol oynuyor. Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD) verilerine göre, sektör 2023 yılında 34 milyon adet üretim gerçekleştirdi; bunun 26 milyonu 150 ülkeye ihraç edilirken, 7,7 milyonu iç pazarda satıldı. Yıllık 4,5 milyar dolar ihracat hacmi ve yaklaşık 4 milyar dolar dış ticaret fazlasıyla, sektör Türkiye ekonomisine ciddi katkı sağlıyor.
Türkiye’deki beyaz eşya sektörü, Arçelik, Vestel, BSH, Dyson ve Electrolux gibi yerli ve uluslararası markaların güçlü varlığıyla dikkat çekiyor. Ar-Ge yatırımları, enerji verimliliği ve dijital dönüşüm, sektörün rekabet gücünü artırıyor. Örneğin, en az su tüketen çamaşır makineleri ve en düşük enerji sarfiyatına sahip buzdolapları gibi yenilikçi ürünler, Türk markalarını uluslararası arenada öne çıkarıyor. Sektör, 60 bin doğrudan ve 600 bin dolaylı istihdam yaratarak sosyal ve ekonomik açıdan da büyük bir ekosistem oluşturuyor.
2024 yılında beyaz eşya sektörü, ihracatta %3’lük bir daralma yaşarken, iç pazar satışları %10,3 artarak son üç yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Özellikle çamaşır makineleri, iç pazarda en çok talep gören ürün oldu. Ancak, 2024’ün son çeyreğinde iç pazar büyümesi yavaşladı ve eylül ayında satışlar %15 geriledi. Üretimde de %37’lik bir düşüş gözlendi. 2025’te ise sektör, enerji verimli ürünlere yönelik talebin artması ve akıllı ev teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla toparlanma potansiyeli taşıyor.
Sektör, sürdürülebilirlik ve dijitalleşme odaklı trendlerle şekilleniyor. Nesnelerin İnterneti (IoT) teknolojisiyle entegre akıllı ev aletleri, tüketicilerin hayatını kolaylaştırıyor. Türkiye’deki lider markalar, akıllı telefonlar üzerinden kontrol edilebilen cihazlarla pazarda fark yaratıyor. Ayrıca, 2030’a kadar 6,2 TWh elektrik tasarrufu ve 2,3 milyon ton CO2 emisyon azaltımı hedefleyen sektör, yeşil dönüşüm yatırımlarına hız veriyor. E-ticaretin yükselişi de beyaz eşya satışlarını artırıyor; 2024’te e-ticaret hacminin 3,39 trilyon TL’ye ulaşması bekleniyor.
İhracattaki daralma, artan girdi maliyetleri ve talep dalgalanmaları sektörü zorluyor. Yassı çelik gibi hammaddelerdeki vergiler ve Geri Kazanım Katılım Payı (GEKAP) gibi düzenlemeler maliyet baskısı yaratıyor. Buna rağmen, Türkiye’nin coğrafi konumu, genç nüfusu ve güçlü Ar-Ge altyapısı, sektörün küresel rekabette avantajlı kalmasını sağlıyor. İç pazardaki dinamizm, özellikle yeni ev kuran genç çiftler ve artan boşanma oranları gibi faktörlerle destekleniyor.
Türkiye beyaz eşya sektörü, inovasyon ve sürdürülebilirlik odaklı yaklaşımıyla hem yerel hem de global pazarda büyümeye devam ediyor. Tüketiciler için enerji tasarrufu, kullanım kolaylığı ve çevre dostu teknolojiler sunan bu sektör, modern yaşamın vazgeçilmez bir parçası olmayı sürdürüyor.
Türkiye’de beyaz eşya sektörü, belirli dönemlerde artan tüketici talebi ve markaların düzenlediği kampanyalarla hareketleniyor. Bu dönemler, hem tüketiciler için uygun fiyatlı alışveriş fırsatları sunuyor hem de markalar için satışları artırma imkânı sağlıyor. Koç Holding bünyesindeki Beko, yenilikçi ürünleri ve cazip indirim kampanyalarıyla bu hareketli dönemlerde öne çıkıyor. İşte beyaz eşya piyasasının canlı olduğu dönemler ve Beko’nun bu süreçteki rolü.
Beyaz eşya sektörü, yıl boyunca belirli zamanlarda talep patlaması yaşıyor. Bu dönemler genellikle şu şekilde sıralanıyor:
Efsane Cuma (Black Friday) ve Yıl Sonu Kampanyaları: Kasım ayının son haftası, özellikle 22-30 Kasım tarihleri, dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de büyük indirimlerle dikkat çekiyor. Beko, bu dönemde çamaşır makinelerinden buzdolaplarına, televizyonlardan ankastre setlere kadar geniş ürün yelpazesinde %50’ye varan indirimler sunuyor. Örneğin, 2021’de Beko’nun Efsane Cuma kampanyası, tüketiciler arasında büyük yankı uyandırdı.
Yaz Sonu ve Düğün Sezonu: Haziran-Eylül ayları, yeni ev kuran çiftlerin talebiyle hareketleniyor. Beko, bu dönemde düğün paketleri ve enerji tasarruflu ürünleriyle öne çıkıyor. Özellikle buzdolabı, çamaşır makinesi ve bulaşık makinesi gibi temel ihtiyaçlara yönelik set kampanyaları, uygun fiyatlarla tüketicilere sunuluyor. Trendyol gibi platformlarda Beko’nun düğün paketleri, son 30 günün en düşük fiyatlarıyla sıkça tercih ediliyor.
Sevgililer Günü ve Bahar Kampanyaları: Şubat ve Nisan ayları, küçük ev aletleri ve mutfak ürünlerinde indirimlerin yoğunlaştığı dönemler. Beko, Sevgililer Günü’nde kahve makineleri ve blender gibi ürünlerde %25’e varan indirimler sunarken, Nisan’da ankastre setler ve klimalarda 5.000 TL’ye varan indirimler sağlıyor. Nisan 2025’te, seçili bankalarla peşin fiyatına 7 taksit kampanyası da planlanıyor.
Yaz Aylarında Klima ve Derin Dondurucu Talebi: Yaz mevsiminde klima ve derin dondurucu satışları artıyor. Beko, bu dönemde otomatik ısı dengesi sağlayan akıllı klimaları ve hızlı dondurma teknolojili derin dondurucularıyla dikkat çekiyor. Nisan 2025’te, klima montajı 30 gün içinde yapılan müşterilere ilave 1 yıl garanti hediye edilecek.
Beko, Türkiye’nin en çok tercih edilen beyaz eşya markalarından biri olarak, indirim dönemlerinde geniş ürün yelpazesi ve yenilikçi teknolojileriyle fark yaratıyor. 100’den fazla ülkede faaliyet gösteren marka, enerji verimliliği, sessiz çalışma ve modern tasarımlar sunan ürünleriyle tüketicilerin beğenisini kazanıyor. Örneğin:
Efsane Cuma ve Yılbaşı: Beko, buzdolaplarında mavi ışık teknolojisi gibi yenilikçi özellikleriyle öne çıkarken, kampanya dönemlerinde %40’a varan indirimlerle erişilebilir hale geliyor.
Ankastre ve Mutfak Ürünleri: Nisan 2025’te, indüksiyonlu ocaklı ankastre setlerde 9.000 TL indirim sunulacak. Bu, mutfaklarını yenilemek isteyenler için cazip bir fırsat.
E-Ticaret ve Mağaza Kampanyaları: Beko, Trendyol, Hepsiburada ve kendi web sitesi üzerinden düzenlediği kampanyalarla, ücretsiz kargo ve 24 saat müşteri desteği sağlıyor. 10.000 TL’lik alışverişlerde çekiliş hakkı gibi teşvikler de sunuyor.
Beyaz eşya alırken indirim dönemlerini takip etmek, bütçe dostu alışveriş için kritik. Beko’nun resmi web sitesine üye olarak yeni kampanyalardan anında haberdar olabilir, enerji sınıfı yüksek ürünleri tercih ederek uzun vadeli tasarruf sağlayabilirsiniz. Ayrıca, garanti süresi ve teknik servis ağı gibi faktörleri göz önünde bulundurmak, alışveriş deneyimini güçlendiriyor.
Beko, hareketli piyasa dönemlerinde sunduğu indirimler ve kaliteli ürünlerle, Türkiye beyaz eşya sektöründe liderliğini sürdürüyor. 2025’te de yenilikçi kampanyalarıyla tüketicilerin yanında olmaya devam edecek.
Ürünleri inceleme için www.beko.com.tr ' yi ziyaret edebilirsiniz.
Enerji tasarrufu, hem çevre dostu bir yaşam tarzı hem de ev bütçenizi korumanın anahtarıdır. Türkiye’de beyaz eşya sektörünün lider markalarından Beko, 2025 yılında enerji tasarruflu ürünleriyle dikkat çekiyor. Buranlar olarak, Beko’nun yetkili satıcısı olmanın gururuyla, evinizin verimliliğini artıracak en iyi 5 enerji tasarruflu beyaz eşyayı sizler için listeledik.
Beko EcoSmart serisi, A+++ enerji sınıfıyla %40’a varan enerji tasarrufu sağlar. Mavi Işık Teknolojisi sayesinde sebze ve meyveler tazeliğini daha uzun süre korur. 2025’te en çok tercih edilen modeller arasında yer alıyor.
AquaTech teknolojisi, daha az su ve enerjiyle mükemmel temizlik sunar. A++ enerji sınıfındaki bu model, Türkiye’de çevre bilincine sahip tüketicilerin favorisi. Yıkama sürelerini %50’ye kadar kısaltarak zaman tasarrufu da sağlıyor.
ProSmart inverter motoru sayesinde sessiz çalışma ve %30 enerji tasarrufu sunar. 2025’te mutfaklar için ideal bir seçim olan bu model, su tüketimini de minimumda tutuyor.
A++ enerji sınıfındaki AirTherapy klimalar, otomatik ısı dengesi ile yaz-kış konfor sağlar. Türkiye’nin sıcak yazlarında enerji faturalarınızı düşürmek için mükemmel bir seçenek.
Hızlı dondurma teknolojisi ve A++ enerji sınıfıyla, gıdalarınızı uzun süre taze tutarken enerji tüketimini azaltır. 2025’te mutfaklarınızı daha verimli hale getirin.
Beko, Türkiye beyaz eşya sektöründe sürdürülebilirlik ve yenilik odaklı çözümleriyle öne çıkıyor. Buranlar olarak, Beko ürünlerini Kırklareli’deki mağazamızda ve online platformlarımızda sizlere sunuyoruz. Enerji tasarruflu beyaz eşyalarla hem çevreyi koruyun hem de faturalarınızı azaltın. Daha fazla bilgi için bize ulaşın!
Kırklareli, doğal güzellikleri ve sakin yaşam tarzıyla gayrimenkul yatırımı için dikkat çeken bir bölge. Buranlar olarak, gayrimenkul sektöründe faaliyet gösteriyor ve portföyümüzle Kırklareli Merkez ile çevre köylerde çeşitli seçenekler sunuyoruz. İşte Kırklareli’de gayrimenkul yatırımının avantajlı yönlerine dair 5 neden.
Kırklareli, şehir karmaşasından uzak, doğayla iç içe bir yaşam sunuyor. Merkez ve çevre köylerdeki portföyümüzde yer alan evler, hem yaşamak hem de yatırım yapmak isteyenler için ideal bir seçenek.
Kırklareli’de gayrimenkul fiyatları, büyük şehirlere kıyasla daha uygun. Portföyümüzde bulunan Kırklareli Merkez’deki ticari alanlar ve çevre köylerdeki arsalar, değer artışı potansiyeliyle dikkat çekiyor.
Kırklareli Merkez, küçük ölçekli işletmeler için hareketli bir bölge. Portföyümüzde yer alan dükkânlar ve ofisler, yeni bir iş kurmak veya yatırım yapmak isteyenler için uygun seçenekler sunuyor.
Kırklareli’nin çevre köyleri, tarım arazileri ve köy evleri için yatırım yapmak isteyenlere hitap ediyor. Örneğin, portföyümüzde yer alan Kofçaz ve Üsküp köylerinde bulunan arsalar, doğayla iç içe bir yaşam arayanlar için uygun.
Kırklareli, son yıllarda bölgesel gelişim projeleriyle dikkat çekiyor. Merkez ve çevre köylerdeki gayrimenkul talebi artarken, portföyümüzde yer alan seçenekler bu talebi karşılamak için çeşitlilik sunuyor.
Buranlar olarak, Kırklareli Merkez ve çevre köylerdeki portföyümüzle yanınızdayız. Bölgedeki evler, arsalar ve ticari alanlarla, hem bireysel alıcılar hem de yatırımcılar için çözümler sunuyoruz. Kırklareli’de gayrimenkul yatırımı hakkında daha fazla bilgi için bizimle iletişime geçin!
Buranlar Oto. Dayanıklı Tük. Mal. İnşaat Zahire San. ve Tic. Ltd. Şti.
